ZİYARETÇİ

6 Eylül 2012 Perşembe

HAYATA DAİR

1. Seni sen olduğun için değil, senin yanında olduğum zaman, ben olduğum için seviyorum...

2. Hiç kimse senin gözyaşlarını hak etmez ve onu hak eden, seni asla ağlatmayacak olandır...
...
3. Birinin, seni senin istediğin gibi sevmemesi, onun seni tüm varlığıyla sevmediği anlamına gelmez...

4. Gerçek dost, elini tuttuğunda kalbine de dokunandır...

5. Birini özlemenin en kötü yolu, yan yana oturduğun halde onu hiçbir zaman elde edemeyeceğini bilmendir...

6. Üzüntülü olduğun zamanlarda bile gülümsemeyi asla bırakma, biri gülümsemene âşık olabilir...

7. Bu dünyada bir insan olabilirsin; ama birisi için bir dünya olabilirsin...

8. Zamanını seninle geçirmekle ilgilenmeyen biriyle, zamanını harcama...

9. Belki de Allah, doğru kişi ile karşılaşmadan önce yanlış insanlarla karşılaşmamızı istemiştir; böyle olunca minnettar olacağızdır...

10. Bir sona geldiğin için ağlama, onu yaşadığın için gülümse...

11. Seni kıracak insanlar her zaman olacaktır, öyleyse güvenmeye ihtiyacın var, sadece dikkatli ol...

12. Daha iyi bir insan ol ve yeni bir insanla karşılaşmadan, o kişinin de senin kim olduğunu bildiğini ümit etmeden önce, kendinin kim olduğunu bildiğinden emin ol...

13. Çok fazla uğraşma, en iyi şeyler ummadığın zamanlarda olur...

- GABRIEL GARCÍA MÁRQUEZ-

23 Ağustos 2012 Perşembe

gözler

GÖZLER



Suriye'nin kadın Devlet Bakanı Bouthaina'dan:
( Son zamanlarda duyduğum en doğru söz bu... )
"Kadınları , gözündeki ifade korur. "
Alt tarafı bir çift organla bu kadar çok iş başarıldığı görülmemiştir.
Yeryüzündeki bütün canlıların gözleri sadece, bakıp görmeye yaradığı halde
kadın kısmı, neredeyse bir tek ortalığı süpüremez gözleriyle...
Sever, sevişir, beğenir...
Döver, küser, barışır...
Nefret eder, hesap sorar, azarlar...
Kovar, bağırır, çağırır, alay eder...
Erkek de bir insanoğlu, o da yapar demeyin!
Erkekler her durumda öyle bön bön bakarlar.
Asla, ne demek istediklerini anlamazsınız.
Gözlerini konuşturan sadece kadınlardır.
Çocukluğunuzu düşünün...
Annenizin bin türlü bakışı gelecektir aklınıza.
Misafirler gitsin, ben sana gösteririm bakışı...
Had i artık odana git, yat bakışı...
Ağzını şapırdatma! bakışı...
Kıçım tutulsaydı da seni doğurmasaydım bakışı...
Aynı babası bakışı...
Babanızdan bir bakış var mı, aklınızda?
Hiç zannetmiyorum olduğunu.
Babayla göz göze bile gelinmez öyle zırt pırt.
Şimdi de
büyüklüğünüzü düşünün...
Kaç kadın bir bakışın peşinden gitmiştir?
Hiç..
Peki kaç erkek bir bakış uğruna odu ocağı terk etmiştir?
Çookk..

6 Temmuz 2012 Cuma

KADINLAR NEDEN AĞLAR?

Kadınlar neden ağlar..?





Bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında. Kadınlar her şeye ağlayabilir; bir filme, bir şarkıya, bir yazıya... En az erkekler kadar yani! Ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur. Eğer bir kadın yürekten ağlıyorsa, ağlatan onun yüreğine ulaşmış demektir.

Ama o yüreğin değerini bilememiş olacak ki ağlatan, gözünü bile kırpmadan teker teker batırır iğnelerini yüreğe!İşte o zaman koca bir yumruk gelir oturur boğazına kadının. Yutkunamaz, nefes alamaz; çünkü o koca yumruk canını çok acıtır. Gözleri buğulanır kadının sonra.

Ağlamayacağım, der içinden. Ama engel olamaz işte.Çünkü yüreğine ulaşmıştır birileri ve iğneler saplamaktadır.. Bu acıya ne kadar karşı koyabilir ki bir kadın. İnce ince süzülür yaşlar gözünden; önce birkaç damla, sonra bir yağmur seli... Ve kadın ağlar; hem de çok!

Sanmayın ki gidene ağlar kadın! Gidenin giderken koparttığı yerdir onu ağlatan, orada bıraktığı yaradır. O yaranın hiç kapanmayacağını, kapansa bile izinin kalacağını bilir kadın; o yüzden ağlar. Ama bilir misiniz, ağlamak kadınları olgunlaştırır. Her damla, daha çok kadın yapar kadınları. Her damla bir derstir çünkü.

Bazen kadınlar ağladığında çoğu insan, ağlama niye ağlıyorsun ki, değmez onun için derler. Bilmediklerindendir böyle demeleri. Çünkü yürekleri acıyan kadınlar ağlamazlarsa, ölürler. İçlerindeki zehirdir onları öldüren! Ağlayarak o zehirden kurtulur kadınlar, o irini temizlerler yaralarındaki! Çünkü bilirler, o irin temizlenmezse iltihaba dönüşür yaraları.

Dönüşmemesi lazımdır oysa. O yüzden de bolca ağlarlar. Zaman geçer sonra. Kadınlar kendilerine sarılmayı öğrenirler. Umarım öğrenirler, yoksa ruhlar sapkın yollara çarpar kendini. Sapan ruhların doğru yolu bulması da yeni acılar demektir. Bunu bilir kadınlar, o yüzden eninde sonunda öğrenirler kendilerine sarılmayı...

Çok ağlayan kadınlar, bir çok şeyden vazgeçen kadınlardır aslında. Her damla olgunlaştırır kadınları evet ama olgunlaştıkça o safça inandıkları aşk gerçeği onların gözünde küçülür. Küçüldükçe değerini yitirir ve işte o zaman kendilerine sarılıp, yeni bir kadın yaratırlar kendilerinden. Güçlü, yenilmez, mağrur ve aşka inanmayan...

İnsanlar soruyorlar çoğu zaman neden bu kadar çok bekar kadın var diye; hepsi kariyer derdinde olan. Çünkü inançlarını yitirdi o kadınlar. Zamanında yüreklerine o kadar çok iğne saplandı ki, o kadar çok ağladılar ki! Artık kendilerinden başka bir doğru olmadığına inanıyorlar, o yüzden kendilerine sarılıyorlar.

Çünkü biliyorlar ki sarıldıkları adamlar onları hak etmedi; hem de hiçbir zaman! Hep bir çıkarları oldu sarıldıkları adamların.
E.. o zaman niye sarılsınlar ki!


Niye sarılalım ki!Etrafınızda yürekten ağlayan bir kadın varsa bilin ki olgunlaşıyordur.
Bilin ki, gerçekleri kabul etmeye başlamıştır.

Bilin ki, artık aşkın olmadığına inanmıştır.

Bilin ki, sarılacak tek bir doğrusu kalmıştır.


O da kim, ne diye sormayın artık. Çok ağlayan kadınlar, eninde sonunda kendilerine sarılırlar çünkü!


Aziz NESİN

27 Haziran 2012 Çarşamba

KATILDIĞIM ETKİNLİKLER

OSMANİYE ENGELLİLER DERNEĞİNİN DÜZENLEDİĞİ BİR PANELE KONUŞMACI OLARAK KATILDIM.


Osmaniye Engelliler Platformu tarafından Dünya Engelliler Günü dolayısıyla düzenlenen etkinlikler arasında panel düzenlendi. Panelde engellilerin sorunları ve çözüm yolları anlatıldı.
Engelliler Platformu Başkanı Mimar Haydar Aktürk’ün Panel Yöneticisi olduğu panele; Avukat Hasan Tatar (Engelliler Konfederasyonu Başkan Yardımcısı), Hilal Odabaşı (Psikolojik Danışman ve Rehberlik Uzmanı, Ankara Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi Müdür Yardımcısı), Avukat Şefik Akın (Osmaniye Engelliler Platformu Hukuk Masası), Murat Sak (Sosyal Hizmet Uzmanı) panelist olarak katıldı.
Panelistlerden Murat Sak, Engellilere Sunulan Hizmetler konulu sunum yaptı. Osmaniye Barosu Avukatı Şefik Akın ise Osmaniye’de oluşturulan Engelliler Hukuk Masası ile ilgili bilgi verdi. Avukat Akın, gönüllü avukatlardan oluşan ekibin engellilerin hukuksal sorunlarını çözmede veya yol göstermede yardımcı olduklarını söyledi. Akın, detaylı bilgilerin http://www.engellilerplatformu.org.tr/ internet adresinden alınabileceğini söyledi.
Diğer panelist Hilal Odabaş ise Engellilerin İletişimi konulu sunum yaptı. Ardından konuşan Avukat Hasan Tatar, engelliliği toplumsal bir olgu olarak görme ve engellilerin yaşamlarının kolaylaştırılması için sorunlarının mümkün olan en aza indirilmesi konusunda bilgiler verdi. Avukat Tatar, engellilerin yaşamlarının düzenlemesi için ayrılan GSMH payının ise 10 binde 5 gibi çok düşük olmasından yakındı. Yine engellilerin işsizlik oranının yüzde 90 civarında olduğunu ifade eden Tatar, “İşte bu sorunların çözümü ve sesinizin daha gür çıkması için mutlaka örgütlenmeli, bilinçlenmeli ve yasal haklarınızı aramalısınız” diye konuştu.
Panel sonunda merhum Gazeteci ve Evrensel Görme Özürlüler Derneği Başkanı Ali Abdil için yaptığı hizmetlerden dolayı ailesine plaket verildi. Başkan Haydar Aktürk, katkılarından dolayı panelistlere de günün anısına plaket verdi. Ayrıca yine Engelliler Platformu tarafından 35 engelliye tekerlekli sandalye verildi. Belediye Başkanı Kadir Kara da panele katılanlara akşam yemeği verdi.
Köşk Düğün Salonu’nda düzenlenen panele Vali Yardımcısı M.Hüseyin Nail Anlar, İl Sosyal Hizmetler Müdürü Mahmut Şahin, Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Tabur, Müftü Ramazan Çortul, TÜMSİAD Osmaniye Şube Başkanı Murat Özkardeş, engelli derneklerinin başkanları, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, bazı mahalle muhtarı ile çok sayıda engelli ve yakını katıldı.

EMPATİK YAKLAŞIM




EMPATİK YAKLAŞIM

AKTİF GÖRME ENGELLİLER DERNEĞİ TARAFINDAN DÜZENLENEN BİR AVRUPA BİRLİĞİ PROJESİ OLAN TEKSTİL SEKTÖRÜNDE GÖRME ENGELLİLERİN ÜRETİME KAZANDIRILMASI AMAÇLI EĞİTİMDEN KARELER. BU FOTOĞRAFLAR ÜNİVERSİTELERİN TEKSTİL BÖLÜMÜ YÜKSEK LİSANS ÖĞRENCİLERİ TARAFINDAN GÖRME ENGELLİLERE TEKSTİL ÜRETİCİLİĞİ VE PAZARLAMACILIĞI VE İLETİŞİM EĞİTİMLERİ VERİLMESİ ESNASINDA ÇEKİLMİŞTİR.RESİMLERDE EMPATİ KURMA AMAÇLI HEPİMİZ GÖZLERİMİZİ BAĞLAYARAK TÜM FAALİYETLERİMİZİ YAPMAYA ÇALIŞTIK. BÖYLECE GÖRME ENGELLİLERİ DAHA İYİ ANLAMA YOLUNDA BİR ADIM ATTIK.
LEKE
Evlenmeyi planlayan bir çift evlilik öncesi bazı konuları danışmak için bir bilgeyi ziyaret etmiş. Bilge onlara evine girdiklerinde girişteki güzel şark halısını görüp görmediklerini sordu.Onlarda gördüklerini ve çok beğendiklerini söylediler.Bilge sordu: "Halının köşesindeki lekeyide gördünüzmü?"
Görmediklerini söylediler.Bilge bunun üzerine:"Ben o lekenin orada olduğunu biliyorum ve ne zaman halıya baksam ,lekeyi görüyorum.Eğer evliliğinizin yürümesini istiyorsanız ,lekeye değil, her zaman güzelliğe bakmasını bilmelisiniz.Bu eş,çocuk,arkadaş yada patronunuz olabilir.Ne kadar leke ararsanız o kadar bulursunuz"